capable of living; in a state to live; viable

listen to the pronunciation of capable of living; in a state to live; viable
Английский Язык - Турецкий язык

Определение capable of living; in a state to live; viable в Английский Язык Турецкий язык словарь

vital
{s} yaşamsal
vital
{s} hayati

Egzersiz, bir köpek için hayatidir. - Exercise is vital for a dog.

Bu hayati önem taşıyan bir konu. - It's a matter of vital importance.

vital
çok önemli

Senin yardımın planımızın başarısı için çok önemlidir. - Your help is vital to the success of our plan.

O görev için çok önemlidir. - She's vital to the mission.

vital
{s} yaşayan
vital
{s} çok önemli; hayati, hayati önem taşıyan
vital
yaşamsal önemde
vital
canlı

Sağlık ve canlılık uzun hayat için gereklidir. - Health and vitality are important for long life.

vital
can alıcı
vital
çok gerekli
vital
{s} yaşam için gerekli
vital
(Tıp) Hayata ait, hayati
vital
{s} dirimsel
vital
kalp veya beyin gibi hayat için esas olan orga
vital
{s} öldürücü
vital
{s} hayat dolu
vital
hayat değerinde
vital
(Askeri) HAYATİ, ESASLI
vital
ehemmiyetli
Английский Язык - Английский Язык
vital
capable of living; in a state to live; viable

    Расстановка переносов

    ca·pa·ble of living; in a state to live; vi·a·ble

    Произношение

Избранное