Tom kanoyu arabasının üstüne bağladı.
- Tom tied the canoe to the top of his car.
Tom ve Mary onları son gördüğümde nehrin aşağısına doğru bir kanoda kürek çekiyorlardı.
- Tom and Mary were paddling a canoe down the river the last time I saw them.
Tom nadiren kendi başına kano yapmaya gider.
- Tom seldom goes canoeing by himself.
Tom, Mary'nin yalnızca bir kez onunla birlikte kano yapmış olduğunu söyledi.
- Tom said Mary has only gone canoeing with him once.
Tom nadiren kendi başına kano yapmaya gider.
- Tom seldom goes canoeing by himself.
Mary yerine Tom'la kano yapmayı tercih ederim.
- I'd rather go canoeing with Tom than with Mary.