There's a monster under my bed.
- Yatağımın altında bir canavar var.
Tom told his son the story about a monster that ate children.
- Tom oğluna çocukları yiyen bir canavar hakkındaki hikayeyi anlattı.
They say that music soothes the savage beast, but for me personally, it neither relaxes me nor calms me.
- Onlar müziğin vahşi canavarı sakinleştirdiğini söylüyorlar ama benim için şahsen, o beni ne rahatlatıyor ne de sakinleştiriyor.
You filthy beast, get out of here!
- Seni iğrenç canavar, buradan defol!
The beast is alive, awake and hungry.
- Canavar canlı, uyanık ve aç.
The most dangerous beast is the beast within.
- En tehlikeli canavar içindeki canavardır.
If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
- Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!