It's true that he saw a monster.
- Onun bir canavar gördüğü doğrudur.
A huge monster is coming down the mountain.
- Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.
You filthy beast, get out of here!
- Seni iğrenç canavar, buradan defol!
They say that music soothes the savage beast, but for me personally, it neither relaxes me nor calms me.
- Onlar müziğin vahşi canavarı sakinleştirdiğini söylüyorlar ama benim için şahsen, o beni ne rahatlatıyor ne de sakinleştiriyor.
Don't provoke the beast.
- Canavarı tahrik etmeyin.
The beast is alive, awake and hungry.
- Canavar canlı, uyanık ve aç.
If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
- Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!