can; allow; be possible; wish, would that

listen to the pronunciation of can; allow; be possible; wish, would that
Английский Язык - Турецкий язык

Определение can; allow; be possible; wish, would that в Английский Язык Турецкий язык словарь

may
{f} mümkün olmak
may
{f} ebilmek
may
{f} abilmek
may
{f} olası olmak
may
bilmek

Belki bilmek istemiyorum. - Maybe I don't want to know.

Muhabirler, belediye başkanının neden onlarla konuşmak istemediğini bilmek istediler. - The reporters demanded to know why the mayor wouldn't talk to them.

may
yardımcı f. (might) -ebilmek, -meli, -malı (İzin/olanak/olasılık belirtir.): May I have a drink of water? Bana bir bardak su verir misin? He
might
-malı
might
-ebilir
might
{i} güç

Ben güçlü görünebilirim ama hiç de değilim. - I might seem strong, but in actuality I am anything but.

Kalem kılıçtan daha güçlüdür. - The pen is mightier than the sword.

might
{i} zor

Ne kadar yorgun olursam olayım, çalışmak zorundayım. - No matter how tired I might be, I have to work.

Ne kadar uğraşırsan uğraş, bırak başkasını, kendini bile bir şeye zorla inandıramazsın. - Try as you might, but you cannot force a belief onto someone else, much less your own self.

may
Mayıs

23 Mayıs'ta geleceğim. - I'll come on May 23rd.

Nisan yağmurları mayıs çiçeklerini getirir. - April showers bring May flowers.

may
akdiken çiçekleri
may
(olasılık belirtir) -ebilmek
may
(izin belirtir) -ebilmek
may
(dilek belirtir) --ir inşallah
might
(dolaylı anlatımda `may' in yerine kullanılır) -ebilmek
might
kuvvet

Özel kuvvetler düzenli birliklerin yapmayacağı birçok şeyi yapabilir İşkence gibi mi? Bu soruya cevap vermeyeceğim. - Special forces might do a lot of things that regular troops wouldn't do Like torture? I won't answer this question

might
{f} olası olmak
Английский Язык - Английский Язык
{f} may
{f} might
can; allow; be possible; wish, would that
Избранное