but varying for different articles and in different countries

listen to the pronunciation of but varying for different articles and in different countries
Английский Язык - Турецкий язык

Определение but varying for different articles and in different countries в Английский Язык Турецкий язык словарь

last
son

Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi. - Advances in science and technology and other areas of society in the last 100 years have brought to the quality of life both advantages and disadvantages.

Bu sayfanın son güncellenme tarihi: 2010.11.03 - Date of last revision of this page: 2010-11-03

last
{f} sürmek

Tom son dört yılda iki kez alkollü araba sürmekten mahkûm edildi. - Tom has been convicted of drunken driving twice in the last four years.

last
{s} geçen

Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu. - Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.

O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı. - He began to work for that company last year.

last
{f} dayanmak
last
bitmemek
last
son olarak

Son olarak o Amerika'ya gitti. - Lastly, she went to America.

Onu son olarak ne zaman gördün? - When did you see her last?

last
herkesten sonra
last
en son

Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler. - The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.

Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim. - The last time I went to China, I visited Shanghai.

last
herşeyden sonra
last
{f} sür

Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim. - I had my driver's license renewed last month.

Yağmur bir hafta sürdü. - The rain lasted a week.

last
{i} ölüm

Sadece ölüm kaldığında, son çare yiyecek için yalvarmaktır. - When only death remains, the last resort is to beg for food.

Tom geçen yaz yakın bir ölüm deneyimi yaşadı. - Tom had a near death experience last summer.

last
en sonra
last
{i} kundura kalıbı
last
sonuncu olarak
last
(zarf) son, sonunda, sonuç olarak, son kez, son olarak
last
en nihayet
last
gayet
last
son kez

Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı. - I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met.

O, son kez yaptığından daha iyi yaptı. - He has done better than last time.

last
son mudafaa
Английский Язык - Английский Язык
last
but varying for different articles and in different countries

    Расстановка переносов

    but va·ry·ing for dif·fer·ent articles and in dif·fer·ent countries

    Турецкое произношение

    bʌt veriîng fôr dîfrınt ärtıkılz ınd în dîfrınt kʌntriz

    Произношение

    /ˈbət ˈverēəɴɢ ˈfôr ˈdəfrənt ˈärtəkəlz ənd ən ˈdəfrənt ˈkəntrēz/ /ˈbʌt ˈvɛriːɪŋ ˈfɔːr ˈdɪfrənt ˈɑːrtəkəlz ənd ɪn ˈdɪfrənt ˈkʌntriːz/
Избранное