Şu herife hiç tahammül edemiyorum.
- I can't stand that bloke.
Genç bayanın adamdan daha az meyvesi var.
- The young lady has less fruit than the man.
Genç adam yaşlı kadının yiyeceklerini arabasına yüklemesine yardımcı oldu.
- The young man helped the old lady load the groceries into her car.
Onun erkek arkadaşı hoş bir delikanlı.
- Her boyfriend's a nice lad.
O iyi genç bir delikanlı.
- He's a fine young lad.