buldur

listen to the pronunciation of buldur
Турецкий язык - Английский Язык
is found
bul
{f} found

I found the book very interesting. - Kitabı çok enteresan buldum.

Zebras and giraffes are found at a zoo. - Zebralar ve zürafalar bir hayvanat bahçesinde bulunurlar.

bul
rout out
bul
{f} finding

Finding her office was easy. - Onun bürosunu bulmak kolaydı.

I had great difficulty in finding my ticket at the station. - İstasyonda biletimi bulurken büyük zorluk yaşadım.

bul
{f} find

I find her appearance attractive. - Onun görünümünü çekici bulurum.

Where can you find the closest store? - En yakın mağazayı nerede bulabilirsin?

bul
contrive

He contrived a means of speaking to Nancy privately. - O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.

bul
{f} contrived

He contrived a means of speaking to Nancy privately. - O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.

Bul
(abbr. for Bulvarı) Boulevard
bul
routout
bul
detect

The police detective found a bloody knife. - Polis dedektifi kanlı bir bıçak buldu.

The detective used a magnifier to find some clues. - Dedektif bazı ipuçlarını bulmak için bir büyüteç kullanır.

bul
ave
Английский Язык - Английский Язык

Определение buldur в Английский Язык Английский Язык словарь

bul
bulletin
Турецкий язык - Турецкий язык
Geçen yıl
iri su damlası
bul
Yalnız iki geniş yüzü testere ile düzeltilmiş tahta
buldur
Избранное