O dişlerini fırçalar .
- He brushes his teeth.
Tom her yemekten sonra dişlerini fırçalar.
- Tom brushes his teeth after every meal.
Uyumadan önce dişlerini fırçalamak zorundasın!
- You have to brush your teeth before going to sleep!
Dişlerimi fırçalamak zorundayım.
- I have to brush my teeth.
Her yemekten sonra dişlerini fırçala.
- Brush your teeth after every meal.
Her yemekten sonra dişlerini fırçala.
- Brush your teeth after each meal.
Yemeklerden sonra dişlerimi fırçalamayı kural haline getirdim.
- I make it a rule to brush my teeth after meals.
Yemek yedikten sonra her zaman dişlerimi fırçalamam.
- I don't always brush my teeth after I eat.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to work in Paris, I have to brush up on my French.
Brush your hair.
Brush the paint onto the walls.
Maybe you will find a love that you discover accidentally, who falls against you gently as a pickpocket brushes your thigh.
She gave her hair a quick brush.
Brush your teeth.
Brush the flour off your clothes.