Bazı kadınlar sutyen giymez.
- Some women don't wear bras.
Sami, Leyla'nın sütyenini çaldı.
- Sami stole Layla's bra.
Lütfen külot ve sütyenin hariç tüm elbiselerini çıkar.
- Please take off all your clothes except your underpants and bra.
Gerçek dostluk paha biçilmezdir.
- True friendship is priceless.
Benim en iyi dostum bir kitaptır.
- My best friend is a book.
Süngerbob ve Patrick arkadaştır.
- Spongebob and Patrick are friends.
Arkadaşım Korece çalışıyor.
- My friend studies Korean.
Onun birçok tanıdıklar ancak birkaç arkadaşı var.
- He has many acquaintances but few friends.
O, bir arkadaş değil ama bir tanıdıktır.
- He is not a friend, but an acquaintance.
Adanın sakinleri cana yakındır.
- The inhabitants of the island are friendly.
Tom hâlâ tamamen eskisi kadar arkadaş canlısı.
- Tom is still just as friendly as he used to be.
Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.
- Your father's friends aren't his only supporters.
Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim.
- I was aided by a dear friend.
Ben bu işi bir arkadaşa yardımcı olmak için yapıyorum.
- I'm doing this job to help a friend.
Ben bir arkadaşa yardımcı olmaya çalışıyorum.
- I'm trying to help a friend.
Ob-la-di, ob-la-da, life goes on, bra, la-la how the life goes on ~ Lennon/McCartney, Ob-La-Di, Ob-La-Da, 1968.
Just say no to exposed bra straps unless you are in your boudoir in French knickers and a matching balconette-bra ensemble.
It was as if I'd stepped into Patrick Bateman's American Psycho flat circa 1986: black cotton sheets and red satin throw, plus, disconcertingly, a pair of translucent lace Agent Provocateur knicks and balcony bra lying casually on the red chaise longue.