Belgelerin yığınını eşit şekilde böl, ve onları birer birer odanın her iki tarafına koy.
- Divide the pile of documents equally, and take them one by one to either side of the room.
O her iki eliyle yazabilir.
- He can write with either hand.
Çocuklardan hiçbirini görmedim.
- I didn't see either boy.
Şapkaların hiçbirinden hoşlanmıyorum.
- I don't like either hat.
O, sporların düşkünü değildir, ben de değilim.
- He is not fond of sports, and I am not either.
Ben buna karşı değilim ama bunun lehinde de değilim.
- I'm not against it, but I'm not for it, either.
İkisinden biri gitmeli.
- Either of the two must go.
Bunların ikisinden birine sahip olabilirsiniz, fakat ikisine birden değil.
- You can have either of these, but not both.
Her iki yol da seni istasyona götürecektir.
- Either way will lead you to the station.
İkisinden biri gitmeli.
- Either of the two must go.
İki kitaptan herhangi birini alabilirsin.
- You may take either of the two books.
Bardaklardan herhangi birini alabilirsin.
- You may take either of the glasses.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?
And either vowd with all their power and wit, / To let not others honour be defaste .