The group claimed responsibility for the bombings.
- Grup bombalama sorumluluğunu üstlendi.
Eye witnesses saw Tom walking south on Park Street just after the bombing.
- Görgü tanıkları bombalamadan hemen sonra Tom'un Park Street'te güneye doğru yürüdüğünü gördüler.
Atomic bombs are a danger to the human race.
- Atom bombaları insan ırkı için bir tehlikedir.
The enemy warships bombed our warehouses in the harbour.
- Düşman savaş gemileri limandaki depolarımızı bombaladı.
Since the nuclear bombings of Nagasaki and Hiroshima, Japan has maintained a respectful and pacifist tradition.
- Nagazaki ve Hiroşimanın nükleer bombalamalarından itibaren, Japonya saygılı ve barışçı bir geleneği sürdürmüştür.
3 Malay nationals and a Filipino were killed in the Davao bombing on Mindanao.
- Üç Malay ve bir Filipinli, Mindanao'daki Davao bombalamasında öldü.