bohrend

listen to the pronunciation of bohrend
Английский Язык - Турецкий язык

Определение bohrend в Английский Язык Турецкий язык словарь

boring
bıktıran
boring
sıkıcı

Küçük kasabada hayat sıkıcıdır. - Life in a small town is boring.

Twitter'ı kullanırdım, fakat sonra onu sıkıcı biraz buldum, bu yüzden onu kullanmayı durdurdum. - I used to use Twitter, but then found it a bit boring, so I stopped using it.

boring
can sıkıc

Tom can sıkıcıydı, ancak Mary değildi. - Tom was boring, but Mary wasn't.

boring
(Jeoloji) sondaj yapma
boring
sürme
boring
(Madencilik) sondaj deliği
boring
bayıcı
boring
boğucu
drilling
sondaj çalışması
boring
delme
boring
can sıkıcı

Tom can sıkıcıydı, ancak Mary değildi. - Tom was boring, but Mary wasn't.

boring
{f} bıktır

O bıktırıcı ve sıkıcıydı. - It was tedious and boring.

drilling
sondaj yapma
drilling
{f} del

Biz çatıyı deliyoruz. - We are drilling the roof.

drilling
delerek
boring
delik açılırken cıkan moloz
drilling
{i} talim
Немецкий Язык - Английский Язык
persisting
piercing
going on and on
boring
niggling (doubts etc.)
gnawing
nagging
drilling
bohrend, inquisitorisch (Frage etc.)
inquisitorial (question etc.)
mit einem Handbohrer/Nagelbohrer bohrend
gimleting
sich bohrend
boring