I tried to keep in with her in vain.
- Ben onunla boşuna dost kalmaya çalıştım.
John tried in vain to solve the problem.
- John sorunu çözmek için boşuna uğraştı.
I got this book for nothing.
- Ben bu kitabı boşuna aldım.
We got this chair for nothing because the lady next door didn't want it anymore.
- Yandaki bayan artık onu istemediği için biz bu sandalyeyi boşuna aldık.
Nature does nothing uselessly.
- Doğa hiçbir şeyi boşuna yapmaz.
I have tried to overcome my shyness, but to no avail.
- Utangaçlığımı atlatmaya çalıştım, ama boşuna.
We have discussed the problem several times but to no avail.
- Biz sorunu birkaç kez tartıştık ama boşuna.
Dick tried to solve the problem, in vain.
- Dick o problemi çözmek için boşuna çalıştı.
I tried to keep in with her in vain.
- Ben onunla boşuna dost kalmaya çalıştım.
Stop making a fuss over nothing.
- Boşu boşuna yaygara yapmayı bırak.
Nothing is as expensive as what one does in vain.
- Hiçbir şey birinin boşuna yaptığı şey kadar pahalı değildir.
We have discussed the problem several times but to no avail.
- Biz sorunu birkaç kez tartıştık ama boşuna.
I tried again, but to no avail.
- Tekrar denedim ama boşuna.