I don't evacuate them.
- Onları boşaltmıyorum.
The hotels along the beach were evacuated.
- Sahil boyuncaki oteller boşaltıldı.
The school drains the pool once a month.
- Okul havuzu ayda bir kez boşaltır.
The dirty water from the pool was drained, and replaced with clean water.
- Kirli su havuzdan boşaltıldı ve temiz su ile değiştirildi.
I've cleared my schedule.
- Programımı boşalttım.
Clear the road. It's not safe.
- Yolu boşaltın. Güvenli değil.
Empty the purse into this bag.
- Cüzdanı bu çantaya boşalt.
I'm going to empty this cabinet so that you can use it.
- Kullanabilmen için bu dolabı boşaltacağım.
The excited crowd poured out of the stadium.
- Heyecanlı kalabalık stadyumu boşalttı.
She poured boiling water into the cup.
- Kaynayan suyu bardağa boşalttı.
These corporations want to dump lead and radioactive waste in our drinking water. This cannot be tolerated.
- Bu şirketler kurşun ve radyoaktif atıkları içme suyumuza boşaltmak istiyorlar. Bu hoşgörülemez.
Before going to bed, he usually takes all the coins from his pockets and dumps them on the table.
- Yatmadan önce genelde ceplerindeki tüm bozuk paraları çıkartıp masaya boşaltır.
A sewage treatment plant discharged toxic chemicals into the town's water supply.
- Bir atık su arıtma tesisi şehrin su kaynağının içine zehirli kimyasallar boşalttı.
It'll take some time to finish unloading the truck.
- Kamyonu boşaltmayı bitirmek biraz zaman alacak.
They unloaded the ship.
- Gemi yükünü boşalttı.
We need to vacate the house by the end of the month at the latest.
- En geç ayın sonuna kadar evi boşaltmamız gerekiyor.