Their apples aren't as good as ours.
- Onların elmaları bizimkiler kadar iyi değil.
We like it when others' mistakes are pointed out, but not when ours are.
- Başkalarının hataları işaret edildiğinde bu hoşumuza gider, fakat bizimkiler işaret edildiğinde değil.
We enjoyed ourselves at the seaside all day.
- Biz bütün gün deniz kenarında eğlendik.
We agreed among ourselves.
- Biz kendi aramızda anlaştık.
Your team is stronger than ours.
- Senin takım bizimkinden daha güçlü.
Their price is below ours.
- Onların fiyatı bizimkinin altındadır.
We advertise our products on TV.
- Biz, TV'de ürünlerimizin reklamını yaparız.
You have our permission to include our software on condition that you send us a copy of the final product.
- Nihayi ürünün bir kopyasını göndermek şartıyla bizim yazılımı dahil etmeniz için iznimiz var.