I suggested that we bring the meeting to an end.
- Toplantıyı bitirmemizi önerdim.
He tried to bring the argument to an end.
- O, tartışmayı bitirmeye çalıştı.
Mary wanted to finish making breakfast before Tom woke up.
- Mary Tom uyanmadan önce kahvaltı hazırlamayı bitirmek istedi.
Are you through with your breakfast?
- Sabah kahvaltını bitirdin mi?
What did Tom end up doing?
- Tom ne yapmayı bitirdi?
I never thought we'd end up like this.
- Sonunda böyle bitireceğimizi asla düşünmedim.
I have to conclude this deal within a week.
- Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
That concludes our business.
- O, işimizi bitiriyor.
It is utterly impossible to finish the work within a month.
- Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
I'll be with you as soon as I finish this job.
- Bu işi bitirir bitirmez seninle birlikte olacağım.
Having finished my work, I left the office.
- İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
I've finished typing the report.
- Raporu yazmayı bitirdim.
Sami finished the transaction and left.
- Sami işlemi bitirdi ve ayrıldı.