I don't like how the series is ending.
- Dizinin bitiş şeklini beğenmiyorum.
A good beginning makes a good ending.
- İyi bir başlangıç iyi bir bitiş yapar.
There Akai joins them and it becomes a free-for-all in front of the finish line.
- Orada Akai onlara katılır ve bu bitiş çizgisinin önünde herkese açık bir yarışma olur.
Tom looked hot and tired as he crossed the finish line.
- Tom bitiş çizgisini geçerken sıcak ve yorgun görünüyordu.
Tom lived next door to us until three months ago.
- Tom üç ay öncesine kadar bize bitişikte yaşadı.
What will tomorrow be? The beginning or the end?
- Yarın ne olacak? Başlangıç veya bitiş?
His death marks the end of a chapter in our history.
- Onun ölümü tarihimizde bir dönemin bitişini gösterir.
There is an anteroom adjoining the library.
- Kütüphaneye bitişik bir bekleme odası var.
Tom looked into the adjoining bedroom.
- Tom, bitişik yatak odasına baktı.