I know one of them but not the other.
- Birini tanıyorum da ötekini değil.
One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten.
- Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
She left without saying even a single word.
- Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
Get both a phone and internet access in a single package!
- Tek bir pakette hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın!
He began his meal by drinking half a glass of ale.
- Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
I'll buy you a drink.
- Sana bir içecek ısmarlayacağım.
The twins were so alike that it was difficult to tell them apart.
- İkizler o kadar benziyorlardı ki birbirinden ayırt etmek zordu.
We rented an apartment when we lived in New York.
- New York'ta yaşarken bir apartman dairesi kiraladık.
Monopoly is a popular game for families to play.
- Monopoly ailelerin oynaması için popüler bir oyun.
Carbon monoxide is a poisonous substance formed by the incomplete combustion of carbon compounds.
- Karbon monoksit karbon bileşiklerinin tam yanmamasından oluşan zehirli bir maddedir.
One lump of sugar, please.
- Bir küp şeker, lütfen.
Every time I think of Tom, I get a lump in my throat.
- Tom'u ne zaman düşünsem, boğazımda bir yumru hissediyorum.
They all have arms, legs, and heads, they walk and talk, but now there's SOMETHING that wants to make them different.
- Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.
A cup of coffee cleared my head.
- Bir fincan kahve kafamı aydınlattı.
Caesar erected a golden statue of Cleopatra.
- Sezar, Kleopatra'nın altından bir heykelini dikti.
An immense monument was erected in honor of the eminent philosopher.
- Büyük filozofun şerefine muazzam bir anıt dikildi.
Which language is spoken in the United States of America?
- Amerika Birleşik Devletleri'nde hangi dil konuşuluyor?
In 1860, Lincoln was elected President of the United States.
- 1860'ta Lincoln, Amerika Birleşik Devletleri başkanlığına seçildi.
He spoke of party unity.
- O, parti birliği hakkında konuştu.
The Emperor is the symbol of the unity of the people.
- İmparator, halkın birliğinin sembolüdür.
He lives somewhere about here.
- O, burada bir yerde yaşıyor.
I saw her somewhere two years ago.
- Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.
The media got wind of a rumor about his engagement and came quickly.
- Medyanın onun sözleşmesi ile ilgili bir söylenti rüzgarı vardı ve hızlı geldi.
Do you have any engagement tomorrow?
- Yarın herhangi bir randevun var mı?
This is a nice change of pace.
- Bu hoş bir değişiklik.
After a hectic few days at work, Tom is looking forward to a change of pace.
- İşte yoğun geçen birkaç günden sonra, Tom bir değişikliği iple çekiyor.
Would you like some coffee?
- Biraz kahve ister misin?
Do you want some coffee?
- Biraz kahve ister misin?
At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
- Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
She attacked him with a baseball bat.
- O, bir beyzbol sopası ile ona saldırdı.
Butternut squash is a good source of manganese, potassium, and vitamins A, C, and E.
- Balkabağı, iyi bir manganez, potasyum ve A, C ve E vitaminleri kaynağıdır.
Have you ever squashed a fly with your hand?
- Sen hiç elinle bir sinek ezdin mi?