Put some salt on your meat.
- Etinin üzerine biraz tuz koy.
I need some body lotion.
- Biraz vücut losyonuna ihtiyacım var.
I speak a little Japanese.
- Ben biraz Japonca konuşuyorum.
Add a little more pepper.
- Biraz daha biber ekle.
Can I give you a bit of advice?
- Sana biraz tavsiye verebilir miyim?
Could you move the chair a bit?
- Sandalyeyi biraz oynatabilir misiniz?
Give me some coffee if there is any left.
- Eğer kaldıysa bana biraz kahve ver.
Would you like any dessert?
- Biraz tatlı ister misiniz?
It's a bit strange to me.
- O bana biraz garip geldi.
Could you move the chair a bit?
- Sandalyeyi biraz oynatabilir misiniz?
He is something of an expert on oriental art.
- O, oryantal sanatında birazcık uzmandır.
You're something of a troublemaker, aren't you?
- Sen biraz baş belasısın, değil mi?
I just started using this site a little while ago.
- Bu siteyi biraz önce kullanmaya başladım.
I'd like some more coffee.
- Ben biraz daha kahve istiyorum.
Take things a little more seriously.
- Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al.
He is a shade better today.
- O bugün biraz daha iyi.
The weather is a shade better today.
- Hava bugün biraz daha iyi.
Do you want a spot of coffee?
- Biraz kahve ister misiniz?
If I eat any more, I'll be sick.
- Biraz daha yersem, hasta olacağım.
We don't need any more volunteers, but we could use some more money.
- Bizim daha fazla gönüllüye ihtiyacımız yok ama biz biraz daha fazla para kullanabiliriz.
After a while, the children settled down.
- Biraz sonra çocuklar sakinleşti.
The sun just went down.
- Güneş biraz önce battı.
Forget what I have just told you.
- Biraz önce sana söylediklerimi unut.
John, you've been working too hard. Have a seat and rest awhile.
- John, çok çalışıyorsun. Otur ve biraz dinlen.
Tom was somewhat doubtful.
- Tom biraz şüpheliydi.
The air feels somewhat cold this morning.
- Bu sabah hava biraz soğuk.
Soon the sound died away.
- Ses biraz sonra kayboldu.
The bar is closing soon.
- Bar biraz sonra kapanıyor.