Don't you have anything smaller than that?
- Ondan daha küçük herhangi bir şeyin yok mu?
Can you see anything in there?
- Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
I brought you a little something.
- Sana küçük bir şey getirdim.
Some doctors say something to please their patients.
- Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler.
I'm going to help Tom do something this afternoon.
- Bu öğleden sonra Tom'un birşeyler yapmasına yardım edeceğim.
I have to help Tom do something tomorrow morning.
- Yarın sabah Tom'un birşeyler yapmasına yardım etmeliyim.
Give me a ring if you find out anything.
- Bir şey bulursan beni ara.
Does this ring a bell?
- Bu bir şey çağrıştırıyor mu?