bir ömür boyu

listen to the pronunciation of bir ömür boyu
Турецкий язык - Английский Язык
for life
lifetime

Tom gave me enough soap to last a lifetime. - Tom bana bir ömür boyu yetecek kadar sabun verdi.

Tom doesn't need any more soap. Mary gave him enough to last a lifetime. - Tom'un daha fazla sabuna ihtiyacı yok. Mary ona bir ömür boyu yetecek kadar sabun verdi.

bir ömür boyu
Избранное