You know I can't give out that kind of information.
- O tür bilgiyi bildiremeyeceğimi biliyorsun.
Do you know how Tom obtained the information?
- Tom'un bilgiyi nasıl elde ettiğini biliyor musun?
The scientist explained the strange phenomena in the light of recent scientific knowledge.
- Bilimci son bilimsel bilgiler ışığında garip olayları açıkladı.
She has an encyclopedic knowledge of cooking.
- Yemek pişirme hakkında her şeyi bilir.