Do you hate misshapen vegetables?
- Biçimsiz sebzelerden nefret eder misin?
Where did you find such an ugly hat?
- Böyle biçimsiz bir şapkayı nereden buldun?
My house is old and ugly.
- Benim evim eski ve biçimsiz.
There are several forms of government.
- Çok sayıda yönetim biçimleri var.
Swimming is a form of exercise.
- Yüzmek bir egzersiz biçimidir.
Geese fly in a V shape.
- Kazlar V biçiminde uçarlar.
Ideas shape the course of history.
- Düşünceler, tarihin rotasını biçimlendirir.
The style of that house is similar to mine.
- O evin biçimi benimkine benzer.
That is a modern form of superstition.
- Bu, hurafenin modern bir biçimidir.
Art is the most intense mode of individualism that the world has known.
- Sanat dünyanın bildiği bireyciliğin en yoğun biçimidir.
They formed themselves into a circle.
- Kendilerini bir daire halinde biçimlendirdiler.
The manager wants the report rewritten using the new format.
- Müdür yeni bir biçim kullanarak raporun yeniden yazılmasını istiyor.
I'll try to change the file format then.
- Öyleyse ben de dosya biçimini değiştirmeyi deneyeceğim.
I didn't make this decision lightly.
- Ben bu kararı kolay bir biçimde vermedim.
Kim is dressed in a very attractive manner.
- Kim çok çekici bir biçimde giyinmiş.
Phone robbery thwarted in unusual manner.
- Telefon soygunu olağanüstü bir biçimde engellendi.
I forgot to wear my hat and my face got badly sunburned.
- Şapkamı giymeyi unuttum ve yüzüm kötü biçimde güneşten yandı.
Tom's face is badly bruised.
- Tom'un yüzü kötü bir biçimde çürük.
Bu diskete format atmamalısın.
- Bu disketi biçimlendirmemelisin.