Whether his position with the Third Circle made the difference or the fact that he ranked as a bey, life in El Iskandryia was proving easier.
You're a creep, Mister!
- Siz bir pisliksiniz, Beyefendi!
Isn't he an American gentleman?
- O, Amerikalı bir beyefendi değil mi?
He is a perfect gentleman.
- O mükemmel bir beyefendi.
Dan thinks that Linda was the mastermind of the murder.
- Dan, Linda'nın cinayetin beyni olduğunu düşünüyor.
Don't play baseball here.
- Burada beyzbol oynama.
Why don't you give your seat to that old gentleman?
- Koltuğunu neden şu yaşlı beyefendiye vermiyorsun?
I met a certain gentleman at the station.
- İstasyonda güvenilir bir beyefendiyle karşılaştım.
Sir Harold is a fine English gentleman.
- Sir Harold kibar bir İngiliz beyefendisi.