bewteen two, equally distant

listen to the pronunciation of bewteen two, equally distant
Английский Язык - Турецкий язык

Определение bewteen two, equally distant в Английский Язык Турецкий язык словарь

middle
{i} orta

Dersin ortasında konuşma. - Don't speak in the middle of a lesson.

O yer hiçbir yerin ortasında değildir. - That place is in the middle of nowhere.

middle
ortanca

Ben üç çocuktan ortanca olanım. - I'm the middle child of three.

Sen de ortancasın, değil mi? - You're a middle child, too, aren't you?

mid
önek orta
mid
{s} ortadaki
mid
ortabparçaal
mid
ortasındaki

Ruhun karanlık gecesi hayatın ortasındaki ölümdür. - The dark night of the soul is death in the midst of life.

Hediyen bir çölün ortasındaki bir vahanın keşfi gibiydi. - Your gift was like discovery of an oasis in the midst of a desert.

mid
{s} orta

En uzun parmak orta parmaktır. - The middle finger is the longest.

O yer hiçbir yerin ortasında değildir. - That place is in the middle of nowhere.

mid
arasında

Üzengi örs ve iç kulak arasında, orta kulakta bir kemiktir. - The stirrup is a bone in the middle ear, between the anvil and the inner ear.

Bu iki seçenek arasında orta yol yoktur. - There is no middle ground between these two options.

mid
pref. orta
mid
ortasında

Konuşmasının ortasında bayıldı. - He fainted in the midst of his speech.

Dersin ortasında konuşma. - Don't speak in the middle of a lesson.

middle
{s} ortadaki, aradaki
middle
Middle Kingdom eski bir Mısır krallığı M
middle
(sıfat) orta, ortadaki, aradaki
middle
Middle East Orta Doğu
middle
Middle Ages ortaçağ
middle
{s} orta, vasat
middle
middle age orta yaş
Английский Язык - Английский Язык
{a} middle
{a} mid
{a} midst
bewteen two, equally distant
Избранное