Sonsuzluk vardır. Burada var...
- Eternity exists. It exists here...
Tüketici elektroniği denen üreticiler arasında acımasız bir rekabet vardır.
- Among the manufacturers of so-called consumer electronics, there exists ruthless cut-throat competition.
Allah'ın var olduğuna inanmıyorum.
- I do not believe that God exists.
Allah'ın var olduğuna inanıyor musun?
- Do you believe that God exists?
Başka hiçbir yarışmacı böyle dikkat çekici bir başarı elde etmedi.
- No other contestant has obtained such a remarkable achievement.
Tom'un bilgiyi nasıl elde ettiğini biliyor musun?
- Do you know how Tom obtained the information?
Oğlunun masum olduğu konusunda ısrar ediyor.
- She insists on her son being innocent.
Tom her gün meyve yeme konusunda ısrar ediyor.
- Tom insists on eating fruit every day.
Kömür katranının damıtılmasıyla elde edilen bileşenler aşağıda gösterildiği gibidir.
- The components obtained by distillation of coal tar are as shown below.
The true art of life consists in seeing the miraculous in the everyday.
- Die wahre Lebenskunst besteht darin, im Alltäglichen das Wunderbare zu sehen.
Our family consists of five members.
- Unsere Familie besteht aus fünf Personen.