Red is the color of love, passion, fertility and power.
- Kırmızı aşk, tutku, bereket ve güç rengidir.
May the blessings of God be upon you.
- Allah'ın bereketi üzerinize olsun.
Tom has a fertile imagination.
- Tom'un bereketli bir hayal gücü var.
Now there is nothing but desert, where there used to be a fertile plain.
- Şimdi bereketli bir ovanın olduğu yerde çölden başka bir şey yok.
Fortunately, Tom didn't die in the accident.
- Bereket versin ki Tom kazada ölmedi.
Fortunately, no lives were lost.
- Bereket versin ki, hiçbir can kaybı olmadı.
Luckily, both of the drivers were wearing seat belts.
- Bereket versin ki iki şoför de emniyet kemeri takıyordu.
The guests have arrived early, but luckily I had already finished cooking.
- Misafirler erken geldi, ama bereket versin ki ben zaten yemek yapmayı bitirmiştim.
Happily, everyone rescued from the sea are alive and well.
- Bereket versin ki, denizden kurtarılan herkes hayatta ve iyi.
Happily, the workaholic did not die.
- Bereket versin ki, işkolik ölmedi.