The game ended in a draw, and the final score was 2-2.
- Oyun beraberlikle sona erdi ve final skoru 2-2'ydi
I heard the children singing together.
- Çocukların beraberce şarkı söylediklerini duydum.
We go fishing together once in a while.
- Ara sıra beraber balığa gideriz.
I'm sticking with Tom.
- Tom'la beraber kalıyorum.
It's something a bit different and the people I was hanging around with wore them.
- Bu biraz farklı bir şeydi ve beraber takıldığım insanlar bunlardan takıyordu.
In the last minute, Marcello score an equalizing goal.
- Son dakikada Marcello bir beraberlik golü attı.
They worked jointly on this project.
- Onlar bu projede beraber çalıştılar.
Tom and I sat together at the concert.
- Tom ve ben konserde beraber oturduk.