I can only speak for myself.
- Ben sadece kendim adıma konuşabilirim.
I can't bring myself to trust his story.
- Ben onun hikayesine inanamıyorum.
My opinion is similar to yours.
- Benim görüşüm seninkine benzer.
In that respect, my opinion differs from yours.
- O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
Tom is young, rich, spoiled and egocentric.
- Tom, genç, zengin, şımarık ve benmerkezcidir.
The human is an egocentric animal.
- İnsan benmerkezcil bir hayvandır.
Where do all these moles come from?
- Tüm bu benler nereden geliyor?
Each molecule in our body has a unique shape.
- Vücudumuzdaki her molekülün benzersiz bir şekli vardır.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.