I think he won't accept the proposal.
- Bence o, öneriyi kabul etmeyecektir.
I think Tom and Mary are too young to get married.
- Bence Tom ve Mary evlenmek için çok genç.
In my opinion, German is the best language in the world.
- Bence, Almanca dünyadaki en iyi dildir.
In my opinion, a well-designed website shouldn't require horizontal scrolling.
- Bence, iyi tasarlanmış bir web sitesi yatay kaydırma gerektirmemeli.
As I see it, that is the best way.
- Bence, o en iyi yoldur.
As for me, I'm a pretty simple person.
- Bence ben oldukça basit bir insanım.
As for me, I'm a rather simple person.
- Bence, ben oldukça basit bir insanım.
I can't bring myself to trust his story.
- Ben onun hikayesine inanamıyorum.
I bought this book for myself, not for my wife.
- Ben bu kitabı karım için değil, kendim için satın aldım.
My dog is almost half the size of yours.
- Benim köpeğim neredeyse boyunuzun yarısı kadar.
In that respect, my opinion differs from yours.
- O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
Tom is young, rich, spoiled and egocentric.
- Tom, genç, zengin, şımarık ve benmerkezcidir.
The human is an egocentric animal.
- İnsan benmerkezcil bir hayvandır.
She had a mole on her face.
- Onun yüzünde bir ben var.
Benzene molecules are hexagonal in shape.
- Benzen molekülleri altıgen şeklindedirler.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.