belonging to midday; occurring at midday; meridional

listen to the pronunciation of belonging to midday; occurring at midday; meridional
Английский Язык - Турецкий язык

Определение belonging to midday; occurring at midday; meridional в Английский Язык Турецкий язык словарь

noon
öğle

Öğlen yemeğimizi genellikle öğlen yeriz. - We usually have lunch at noon.

O buraya öğleden önce geldi. - He came here before noon.

noon
öğle vaktinde olan
noon
gün ortası
noon
günorta
noon
günorta vakti
noon
eski noontid öğle vakti
noon
doruk
noon
{s} öğlen

Ken öğlene kadar evde olacaktır. - Ken will be at home until noon.

Öğlene kadar burada olması gerekirdi. - She was supposed to be here by noon.

noon
high noon tam öğle vakti
noon
en parlak ve en başarılı devre
noon
(Askeri) ÖĞLE VAKTİ: Güneşin belirli bir meridyeni geçtiği, yani güneşin mahalli saat açısı sıfır olduğu zaman. İlgili güneşe göre adlandırılır
noon
{i} öğle vakti

Tom, Mary'nin öğle yemeğini her zaman öğle vakti yediğini söylüyor. - Tom says Mary always eats lunch at noon.

noon
en parlak veya en başarılı devre
noon
noon hour öğle paydosu
noon
noonday öğle vakti
Английский Язык - Английский Язык
noon
belonging to midday; occurring at midday; meridional

    Расстановка переносов

    be·long·ing to midday; oc·cur·ring at midday; me·rid·i·o·nal

    Произношение

Избранное