Maybe we can make a deal.
- Belki de bir anlaşma yapabiliriz.
Maybe this world is another planet's Hell.
- Belki bu dünya başka bir gezegenin cehennemi.
Perhaps it will rain in the afternoon.
- Belki öğleden sonra yağmur yağacak.
I studied for perhaps two hours.
- Belki iki saat boyunca ders çalıştım.
Maybe Tom didn't see us.
- Belki de Tom bizi anlamadı.
Maybe we can make a deal.
- Belki de bir anlaşma yapabiliriz.
The cleanup at the Fukushima Daiichi plant could take years, possibly decades.
- Fukushima Daiichi tesisindeki temizlik, yıllar belki de on yıllar sürebilir.
Can you possibly help me?
- Belki bana yardımcı olabilirsiniz?
You should probably tell Tom you don't want to do that.
- Belki de Tom'a bunu yapmak istemediğini söylemen gerekir.
She probably didn't have sex with him.
- Belki de onunla seks yapmadı.