Tom volunteered to be the designated driver.
- Tom belirlenmiş sürücü olmaya gönüllü oldu.
Tickets are $30 per person and $13 for designated drivers.
- Biletler kişi başı 30 dolar ve belirlenmiş sürücüler için 13 dolardır.
You are ten minutes behind the appointed time.
- Belirlenmiş sürenin on dakika gerisindesin.
In the same way as Hegel, Panovsky's notion of the dialectic makes history follow a predetermined course.
- Hegel'le aynı şekilde, Panovsky'nin diyalektik kavramı tarihe önceden belirlenmiş bir rotayı izlettirir.
The price of the carpet is determined by three factors.
- Halı fiyatı üç etken tarafından belirlenir.
They determined the date for the trip.
- Seyahat için tarihi belirlediler.
First settlers were highly educated and set Puritanism as first American principle.
- İlk yerleşimciler hayli eğitimliydiler ve Püritenizm'i ilk Amerikan ilkesi olarak belirlediler.
I set some goals for myself.
- Ben kendim için bazı hedefler belirledim.
Can you identify the problem areas?
- Sorunlu alanları belirleyebilir misiniz?
Can you identify which coat is yours?
- Hangi ceketin seninki olduğunu belirleyebilir misin?
What was the determining factor in this case?
- Bu durumda belirleyici faktör neydi?
I'd like to determine the value of this painting.
- Bu tablonun değerini belirlemek isterim.
Our lives are determined by our environment.
- Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.