The date of the event is to be determined.
- Etkinliğin tarihi belirlenecektir.
One's lifestyle is largely determined by money.
- Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
The price of the carpet is determined by three factors.
- Halı fiyatı üç etken tarafından belirlenir.
They set the time and place of the wedding.
- Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.
First settlers were highly educated and set Puritanism as first American principle.
- İlk yerleşimciler hayli eğitimliydiler ve Püritenizm'i ilk Amerikan ilkesi olarak belirlediler.
Can you identify which coat is yours?
- Hangi ceketin seninki olduğunu belirleyebilir misin?
Can you identify the problem areas?
- Sorunlu alanları belirleyebilir misiniz?
What was the determining factor in this case?
- Bu durumda belirleyici faktör neydi?
One's lifestyle is largely determined by money.
- Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
The lawyer determined his course of action.
- Avukat eylemin rotasını belirledi.