I'd like to determine the value of this painting.
- Bu tablonun değerini belirlemek isterim.
To determine its origin, we must go back to the middle ages.
- Onun kökenini belirlemek için orta çağlara geri gitmeliyiz.
It is difficult to determine the state and safety of the radiation leakage.
- Radyasyon sızıntısının durumunu ve güvenliğini belirlemek zordur.
A spectrometer uses light to identify the chemical composition of matter.
- Bir spektrometre, maddenin kimyasal bileşimini belirlemek için ışık kullanır.
Planets are easy to identify because they don't twinkle like stars do.
- Gezegenleri belirlemek kolay, çünkü yıldızlar gibi parıldamazlar.
The price of the carpet is determined by three factors.
- Halı fiyatı üç etken tarafından belirlenir.
One's lifestyle is largely determined by money.
- Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
Why is it so difficult to establish that the nervous cell is the basic unit for the nervous tissue?
- Sinir hücresinin sinir dokusu için temel birim olduğunu belirlemek neden bu kadar zor?
They set the time and place of the wedding.
- Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.
I set some goals for myself.
- Ben kendim için bazı hedefler belirledim.
A spectrometer uses light to identify the chemical composition of matter.
- Bir spektrometre, maddenin kimyasal bileşimini belirlemek için ışık kullanır.
Can you identify which coat is yours?
- Hangi ceketin seninki olduğunu belirleyebilir misin?
What was the determining factor in this case?
- Bu durumda belirleyici faktör neydi?
I'd like to determine the value of this painting.
- Bu tablonun değerini belirlemek isterim.
The lawyer determined his course of action.
- Avukat eylemin rotasını belirledi.
A fact-finding committee was set up to determine the cause of the incident.
- Olayın nedenini belirlemek için bir gerçeği bulma komitesi kuruldu.
If you want to set the rules, you'll have to follow them by yourself.
- Kuralları belirlemek istiyorsan, onlara kendin uymak zorunda kalacaksın.
It is difficult to peg the direction of interest deregulation.
- Faizi yeniden ayarlama yönünü belirlemek zordur.