Balinaların kendi diline sahip olduklarına inanılmaktadır.
- It is believed that whales have their own language.
Bu planın iyi bir plan olduğuna herkes inanmadı.
- Not everyone believed this plan was a good one.
Bu çocuk dünyanın düz olduğuna inanmaktadır.
- This child believes that the earth is flat.
Yapmanız gereken bütün şey bana inanmaktır.
- All you have to do is believe me.
Parmaklarınızla yemek yemek sadece yüzyıllar boyu devam etmekle kalmadı, aynı zamanda bazı alimler onun tekrar popüler olabileceğine inanıyorlar.
- Not only has eating with your fingers continued throughout the centuries, but some scholars believe that it may become popular again.
Çocukluğumda Noel Baba'ya inandım.
- In my childhood, I believed in Santa Claus.
O, Ben'in sözlerine inanmadı.
- He didn't believe Ben's words.
O, Ben'in sözlerine inanmadı.
- He didn't believe Ben's words.
Katolik kilisesine inanmayan insanlar bile Papa'ya sembolik bir lider olarak saygı duyuyorlar.
- Even people who don't believe in the Catholic church venerate the Pope as a symbolic leader.
If you believe the numbers, you'll agree we need change.
I believe in faeries.
I believe there is life after death.
I believe it might rain tomorrow.(This definition is the same as to accept as true, but for a likely event might rain tomorrow).
... Galileo, we were shrouded with the mysteries of superstition. People believed in all ...
... is not believed by Austrian people or by the April ...