Divide the pile of documents equally, and take them one by one to either side of the room.
- Belgelerin yığınını eşit şekilde böl, ve onları birer birer odanın her iki tarafına koy.
The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
- Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
Tom hid some papers behind his back.
- Tom arkasında bazı belgeler sakladı.
He had access to the papers.
- Onun belgelere erişim hakkı vardı.
The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
- Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
He died soon after he received the documents.
- Belgeleri aldıktan kısa bir süre sonra öldü.
I will watch a documentary.
- Bir belgesel izleyeceğim.
I watched a documentary.
- Bir belgesel izledim.
The document records that the war broke out in 1700.
- Belge kayıtları savaşın 1700 yılında patlak verdiğini yazıyor.
Tom entered the conference room, carrying a large cardboard box full of documents.
- Tom konferans odasına girdi, belgelerle dolu büyük bir karton kutu taşıyordu.
I saw Tom's birth certificate.
- Tom'un doğum belgesini gördüm.
Let me see your health insurance certificate.
- Sağlık sigortası belgeni görmeme izin ver.
The document was distributed to all department heads.
- Belge tüm bölüm başkanlarına dağıtıldı.
He died soon after he received the documents.
- Belgeleri aldıktan kısa bir süre sonra öldü.
This document was actually written by Tom.
- Bu belge aslında Tom tarafından yazıldı.
A note was attached to the document with a paper clip.
- Bir not bir ataş ile belgeye tutturuldu.
Tom opened his briefcase and pulled out a couple of documents.
- Tom evrak çantasını açtı ve birkaç belge çıkardı.