being so at that time

listen to the pronunciation of being so at that time
Английский Язык - Турецкий язык

Определение being so at that time в Английский Язык Турецкий язык словарь

then
o zaman

Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım. - It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then.

Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı. - I apologized, but even then she wouldn't speak to me.

then
(ondan) sonra
then
o durumda
then
daha sonra

Ben ona daha sonra söylerim. - I'll tell him so then.

İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır. - If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.

then
o süre içinde
then
madem öyle
then
o zamanki
then
o zamanlar

O zamanlar erkekler şapka takardı. - Men wore hats back then.

O zamanlar sanat zirvedeydi. - Art was then at its best.

then
sonra

Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu. - But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London.

Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü. - Dima slept with 25 men in one night and then killed them.

then
öyleyse

Oh evet,haklısın.Pekala,bu senin ekonomik olan alışveriş şeklin öyleyse. - Oh yes, you're right. Well, it's the way you shop that's tight-fisted then.

Öyleyse onu görmediğine inanamam. - I cannot believe you did not see him then.

then
(zarf) o zaman, ondan sonra, o halde, öyleyse, zira, demek
then
derhal
then
o zaman vaki olan
then
ondan sonra
then
o halde

Bunu istemiyorlarsa, o halde ne istiyorlar? - If they don't want this, then what do they want?

Oraya gitmek istemiyorsanız, o halde biz de oraya gitmeyiz. - If you don't want to go there, then we won't go there.

then
(sıfat) o zamanki, o zamanlarki
then
demek

Eğer beni bu şekilde tanımıyor idiysen, kısaca beni tanımamışsın demektir. - If you didn't know me that way then you simply didn't know me.

Ancak o zaman onun ne demek istediğini anladım. - Only then did I realize what he meant.

Английский Язык - Английский Язык
then
being so at that time

    Расстановка переносов

    be·ing so at that time

    Турецкое произношение

    biîng sō ät dhıt taym

    Произношение

    /ˈbēəɴɢ ˈsō ˈat ᴛʜət ˈtīm/ /ˈbiːɪŋ ˈsoʊ ˈæt ðət ˈtaɪm/
Избранное