Kahkaha iyi bir ilişkide esastır.
- Laughter is essential in a good relationship.
Benzetme esasen doğrudur.
- The analogy is essentially correct.
Sadece gerekli tamiratları yapın lütfen.
- Just do the essential repairs, please.
Bir kriz anında sakin kalmak ve kontrolü kaybetmemek gereklidir.
- It is essential to keep calm in a time of crisis and avoid going haywire.
Bana kalan parayı sadece temel şeyler için harcamalıyım.
- I must spend the money remaining to me only for essential things.
Bilgi toplamak, gezinin temellerinden biridir.
- Gathering information is one of the essentials of travel.
Gitmek için bunun gerekli olmayabileceğini düşünmüştüm.
- I'd thought it might not be necessary to go.
Onun gerekli olmayacağından eminim.
- I'm sure that won't be necessary.