Bazı siviller öldürüldü.
- Some civilians were killed.
Hükümet sivil ilişkilerden zarar görüyor.
- A government suffers from civil affairs.
Eğer tarih bize bir şey öğrettiyse, o da özel mülkiyetin medeniyetin ayrılmaz bir parçası olduğudur.
- If history could teach us anything, it would be that private property is inextricably linked with civilization.
Medeniyet nükleer savaş tarafından tehdit edilmektedir.
- Civilization is now threatened by nuclear war.
Fakat medeniyetler daha karmaşık hale gelirken, daha iyi iletişim metotları gerekliydi.
- But as civilizations grew more complex, better methods of communication were needed.
Ona kibar bir cevap yazacağım.
- I will write him a civil answer.
Yerini yaşlı adama teklif etmesi, onun nazik bir davranışıydı.
- It was civil of him to offer his seat to the old man.
Davis, iç savaş istemiyordu.
- Davis did not want civil war.
Bu bir iç savaş engelledi.
- It prevented a civil war.