Çay ağacı yağı akneyi tedavi etmek için kullanılabilen doğal bir çözümdür.
- Tea tree oil is a natural remedy that can be used to treat acne.
Akupunktur genellikle ağrıyı tedavi etmek için kullanılır.
- Acupuncture is often used to treat pain.
Ona böyle davranmak adil değil.
- It doesn't seem very fair to treat him like this.
İnsanlara böyle davranmak doğru değil.
- It's not right to treat people like this.
Lütfen önümüzdeki hafta sana akşam yemeği ısmarlamama izin verir misin?
- Would you please allow me to treat you to dinner next week?
Tüm yardımlarına teşekkür etmek amacıyla sana öğle yemeği ısmarlamak istiyorum.
- I'd like to treat you to lunch to thank you for all your help.
Tom kendine büyük bir tabak dondurma ikram etti.
- Tom treated himself to a large dish of ice cream.
En sevdiğin ikram hangisidir?
- What's your favorite treat?
Tüm yardımlarına teşekkür etmek amacıyla sana öğle yemeği ısmarlamak istiyorum.
- I'd like to treat you to lunch to thank you for all your help.
You should treat this information in the main body of the text, not in the notes.
- Du solltest diese Information im Haupttext behandeln, nicht in den Anmerkungen.
Could I get some temporary treatment because I'll be going back to Japan soon?
- Könnten Sie mich bitte nur provisorisch behandeln, da ich sofort nach Japan zurückkehren werde.