Burada iş yerinde küçük bir sorunum var.
- I have a little problem here at work.
Yerinde olsam, muhtemelen aynı şeyi yapardım.
- In your position, I'd probably have done the same thing.
O iki gün önceden vardı.
- He arrived two days previously.
Hava kirliliğini önlemek için tedbirler almalıyız.
- We have to take steps to prevent air pollution.
İslam öncesi Araplar göçebeydiler.
- The pre-Islamic Arabs were nomads.
Senin vergi öncesi gelirin nedir?
- What's your pre-tax income?
O önceden kesilmiş domuz filetosu aldı.
- He bought the pre-cut pork loin.
Önceki hayatınızda kim olabileceğinizi öğrenmek için aşağıdaki formu doldurunuz.
- Complete the following form to know who you could have been in a previous life.
Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..
- My water broke on the evening of the predicted birth date.
Buz birçok tarih öncesi hayvanlar fosilleştirdi.
- The ice has fossilised many prehistoric animals.
Okul öncesi çocuklar için giriş ücretsizdir.
- Admission is free for preschool children.
Biz önceden aperatifleri hazırladık.
- We prepared snacks beforehand.
Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur.
- It would be to your advantage to prepare questions in advance.
Önceki hayatınızda kim olabileceğinizi öğrenmek için aşağıdaki formu doldurunuz.
- Complete the following form to know who you could have been in a previous life.
Ben önceki gün bir kamera kaybettim.
- I had lost a camera in the previous day.