Tom gelecek vaadeden genç bir adamdır.
- Tom is a promising young man.
Tom gelecek vaadeden bir öğrenci.
- Tom is a promising student.
Sami umut veren bir kardiyologdu.
- Sami was a promising cardiologist.
Umut verici görünen her şeyi takip edin.
- Keep track of everything that looks promising.
O, umut verici genç bir adamdır.
- He is a promising young man.
O bize hiçbir şey için söz vermiyor.
- He's promising us nothing.
Bunu söz verdiğimi hatırlamıyorum.
- I don't remember promising that.
O oldukça ümit verici görünüyor, değil mi?
- That sounds quite promising, doesn't it?
O geleceği parlak bir genç.
- He is a promising youth.
Mars yaşayabileceğimiz geleceği parlak bir yer.
- Mars is a promising place where we may be able to live.
... After a promising career in financial services, Robert was, ...