Aşıklar sayısız mektup alışverişinde bulundular.
- The lovers exchanged numerous letters.
Tom sayısız kanunu çiğnedi.
- Tom broke numerous laws.
Kralın ondan çok sayıda gayrımeşru çocuğu vardı.
- The king had numerous illegitimate children with her.
Onun odasına girdiğimde, golf oynadığı yirmi yıl süresince kazandığı çok sayıda kupayı bana gösterdi.
- When I went into his room, he showed me the numerous trophies he had won during the twenty years he had played golf.
Kralın ondan çok sayıda gayrımeşru çocuğu vardı.
- The king had numerous illegitimate children with her.
Gökyüzünde çok sayıda yıldız görünüyordu.
- Numerous stars were visible in the sky.
Aldığımızdan beri evde birçok iyileştirmeler yaptık.
- We have made numerous improvements to our house since we bought it.
Hayatın kökeniyle ilgili birçok teori var.
- There are numerous theories about the origin of life.
... and numerous cultural influences ...
... numerous pretty love unsigned houses some of which were restored with care ...