Trafik ışıkları trafiği yönlendirmek için kullanılır.
- Traffic lights are used to direct traffic.
Sami bir film yönetmek istiyordu.
- Sami wanted to direct a film.
Bu Londra'ya giden direkt bir yoldur.
- This is a direct road to London.
Tom'a direkt bir emir verdim ama umursamadı.
- I gave Tom a direct order, but he ignored it.
Tom olaydan sorumlu komitede.
- Tom is on the committee in charge of the event.
Bayan Sato benim sınıfın sorumlusudur.
- Miss Sato is in charge of my class.
Tom'un kötü bir yön kestirme yeteneği var.
- Tom has a poor sense of direction.
Bu cümleler doğrudan doğruya bağlantılı değildir.
- These sentences are not directly linked.
Doğrudan doğruya Tom'la konuşabilir miyiz?
- Can we talk to Tom directly?
İmalatçının açıklamasına göre, her on yılda bir değiştirilmeli.
- According to the manufacturer's directions, tires should be changed every 10 years.
Anlamıyorum; daha açık olmak zorundasın.
- I don't understand; you have to be more direct.
Bir kaptan, gemisinden ve ekibinden yükümlüdür.
- A captain is in charge of his ship and its crew.
Bu şirkette çalışan kadınlardan yükümlü olacaksın.
- You'll be in charge of the women working in this factory.
... charge of what's running on it, at least as between you and corporations, or you and the ...
... But we are not in charge of maintaining or trying to build ...