Twitter yeterince iyi değil.
- Twitter is not good enough.
On bin yen yeterli mi?
- Is ten thousand yen enough?
O şimdilik kâfi gelecektir.
- That will be enough for the time being.
Bir dil asla yeterli değildir.
- One language is never enough.
Hepimiz için yeterli yiyecek vardı.
- There was food enough for us all.
Twitter yeterince iyi değil.
- Twitter is not good enough.
Sana yeterince teşekkür edemem.
- I can't thank you enough.
Yeteri kadar zamanım vardı, bu yüzden acele etmeme gerek yoktu.
- I had enough time, so I didn't need to hurry.
Sadece yeteri kadar kaynatılır.
- It is boiled just enough.
Markku ve Liisa kıt kanaat geçinecek kadar yeterli miktara sahipti.
- Markku and Liisa had just enough to keep the wolf from the door.
Yetersiz beslenme, yeterli miktarda yiyecek almama anlamına gelen yaygın bir yanlış kavramadır.
- It is a common misconception that malnutrition means not getting enough food.
O, köpeğini her gün etle beslemek için yeterince zengin değildi.
- She wasn't wealthy enough to feed her dog meat every day.
Bazı köpek sahipleri köpeklerini yeterince besleyip beslemediklerini merak ediyorlar.
- Some dog owners wonder if they are feeding their dogs enough.
Enough!.
I cannot run fast enough to catch up to them.
... but there's still just enough left behind ...
... let's see whether you're smart enough to figure this one out. So listen carefully. ...