Doğa, her sayfasında önemli içerik sunan tek kitaptır.
- Nature is the only book that offers important content on every page.
Küçük kozmetik detaylar hakkında endişelenerek zaman kaybetmektense web sitemiz için içerik yaratarak zamanımızı harcamalıyız.
- We should spend our time creating content for our website rather than wasting time worrying about minor cosmetic details.
Tom cüzdanının içindekileri gösterdi.
- Tom displayed the contents of his wallet.
Tom bardağının içindekileri lavaboya döktü.
- Tom poured the contents of his glass into the sink.
O şimdi emekli, Yves memnun ve sakin bir yaşam için sabırsızlanabilir.
- Now that he's retired, Yves can look forward to a contented and placid life.
O, hayatından memnundu.
- She was content with her life.
Bir resmin genel anlamı açık görünse de, buna rağmen, onun içeriğinin tam çözümü şüpheli kalır.
- Where a painting's general sense seems clear, moreover, the exact decoding of its content remains in doubt.
O, tamamen hoşnut değil.
- She is not quite content.
Tom kesinlikle hoşnut görünüyor.
- Tom certainly looks very content.
Muzlar potasyum içeriğinden dolayı az miktarda radyoaktiftirler.
- Bananas are slightly radioactive due to their potassium content.
Tom mutlu görünüyordu.
- Tom seemed contented.
Tom'un mutlu olduğunu düşünüyorum.
- I think Tom is contented.
Sunumun içeriğini özetlemek ve bir sonuç çıkarmak istiyorum.
- I want to summarize the content of the presentation and draw a conclusion.
Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
- No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.
Onun yüzünde bir memnuniyet görüntüsü belirdi.
- A look of contentment appeared on his face.
Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
- No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.
Onun yüzünde bir memnuniyet görüntüsü belirdi.
- A look of contentment appeared on his face.
Bizim sahip olduğumuzla kendini tatmin edebilirsin.
- You may content yourself with what we have.
Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
- No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.
They were in a state of sleepy content afterward.
You can't have any more - you'll have to content yourself with what you already have.
... there is a link to my content, you owe me money. ...
... Applications, video content is instantly discoverable and ...