Boston'a ne zaman geri dönmek zorundasın?
- When do you have to be back in Boston?
Tom yarına kadar geri dönmek zorunda değil.
- Tom doesn't have to be back until tomorrow.
Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım.
- As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds.
Sırtımda kötü bir ağrım var.
- I have a bad pain in my back.
Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.
- Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise.
Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var.
- I have a facial boil. There's a painful lump at the back of one nostril.
Tom elinin tersiyle ağzını sildi.
- Tom wiped his mouth with the back of his hand.
Kazağını ters giymişsin.
- Your sweater is on backwards.
O geri döndüğünde ona sor.
- Ask her when she comes back.
Sekizden önce geri döndü.
- He came back before eight.
Tom beni desteklemek için kaldı.
- Tom stayed to back me up.
Sürekli seni desteklemekten bıktım.
- I'm fed up with always backing you up.
Saçını tıraş edersen, tekrar daha kalın uzayacaktır.
- If you shave your hair, it will grow back thicker.
Omurgasızların hiçbir omurgası veya bel kemiği yoktur.
- Invertebrates have no backbone or spinal column.
Tom şimdi vazgeçmek üzere değil.
- Tom isn't about to back down now.
Sadece ne kadar geriye gitmek istiyorsun?
- Just how far back do you want to go?
Bir bebek olmak için geriye gitmek istiyorum.
- I want to go back to being a baby.
Mağazanın arkasındaki karanlık bir köşede gözden kayboldu.
- He disappeared into a dark corner at the back of the shop.
Tom ve Mary restoranın arkasındaki masalardan birinde.
- Tom and Mary are at one of the tables in the back of the restaurant.
Yarına kadar buna yine ihtiyacım var.
- I need this back by tomorrow.
Tom yine evde, uykusunu tamamlıyor.
- Tom is back at the house, catching up on his sleep.
Ne zaman döndün? Ben önceki gün geri döndüm.
- When did you return? I came back the day before yesterday.
Önceki gece partiden geç dönmeme rağmen sabah bir papatya kadar dinçtim.
- Although I came back late from the party last night, I was as fresh as a daisy in the morning.
Bu hükümet gerçekten eskiye dönüş yapıyor.
- This government is really putting the clock back.
Tepenin üstündeki eski kilise on ikinci yüzyıla kadar uzanmaktadır.
- The old church on the hill dates back to the twelfth century.
Bir kertenkelenin kuyruğunu kesersen, o tekrar uzar.
- If you cut the tail off of a lizard, it will grow back.
Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.
- You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out.
Tekneye geri dönelim.
- Let's get back to the boat.
Ben tekneye geri yüzdüm.
- I swam back to the boat.
Mütevazı bir geçmişten geliyorum.
- I come from a humble background.
Leyla sıkı bir dini geçmişten geliyor.
- Layla comes from a strict religious background.
Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
- It is considered impossible to travel back to the past.
Tom geçmişe seyahat etti.
- Tom traveled back in time.
Biz uzun süredir arkadaşız.
- We're friends from way back.
Eskiden konser verdiğimde Tom ve Mary arkada benim yedek şarkıcılarımdı.
- Tom and Mary were my backup singers back when I used to perform.
Tom geriye doğru bir adım attı.
- Tom took a step backward.
Köpek geriye doğru yürüdü.
- The dog walked backward.
Babam eve dönmeden önce uykuya daldım.
- I fell asleep before father came back home
Tom tekrar uykuya dalmaya çalıştı.
- Tom tried to go back to sleep.
Köpek geriye doğru yürüdü.
- The dog walked backward.
Nereye gittiğimizi bilmek için bazen geriye bakmalıyız.
- Sometimes we need to look back to know where we are going to.
25 Ocaktan önce kütüphane kitaplarımı geri götürmek zorundayım.
- I've got to take my library books back before January 25th.
Onun öğle yemeğinden önce geri gelmesini bekliyorum.
- I expect her to come back before lunch.
Sözünden dönebileceğini düşündüm.
- I thought you might back out.
Tom şimdi sözünden dönemez.
- Tom can't back out now.
Resmimizi arkadaki heykelle çektirelim, değil mi?
- Let's have our picture taken with the statue in the back, shall we?
Tom yardım etmek için dönen tek kişi.
- Tom is the only one who came back to help.
Tom yardım etmek için beni geri gönderdi.
- Tom sent me back to help.
Her zaman bir kötümserden ödünç para al; o, geri ödenmesini beklemez.
- Always borrow money from a pessimist; he doesn't expect to be paid back.
Lütfen biraz bekleyin. Onun geri dönüp dönmediğine bakacağım.
- Please hold a moment. I will see if he is back.
Tom saçını arkaya taramıştı.
- Tom had his hair slicked back.
Arkaya yakın masalardan birinde oturalım.
- Let's sit at one of the tables near the back.
O henüz geri gelmedi. Kaza geçirmiş olabilir.
- He isn't back yet. He may have had an accident.
Tom geçen yıl Boston'a geri geldi.
- Tom came back to Boston last year.
Açık söylemek gerekirse, bu takımın kazanamayacak olmasının sebebi onları geride tutmanızdır.
- To put it bluntly, the reason this team won't win is because you're holding them back.
Polis öfkeli kalabalığı geride tuttu.
- The police held the angry crowd back.
Tom arabasına döndü ve uzaklaştı.
- Tom got back in his car and drove away.
O birçok kez bize doğru baktı ve uzaklaştı.
- He looked back at us many times and walked away.
Turn the book over and look at the back.
I hurt my back lifting that dictionary.
We'll meet out in the back of the library.
The ship's back broke in the pounding surf.
The small boat raced over the backs of the waves.
I hung the clothes on the back of the door.
I’d like to find a back issue of that magazine.
I still need to finish the back of your dress.
The titles are printed on the backs of the books.
Can you fix the back of this chair?.
U in rude is a back vowel.
Put some back into it!.
Tap it with the back of your knife.
The office fell into chaos when you left, but now order is back.
Tom came in through the back door.
- Tom entered through the back door.
Tom entered through the back door.
- Tom came in through the back door.
... a lot of interesting stuff happening at the coal-face that never makes it back to the ...
... of the woman I met in North Carolina who decided at 55 to go back to school because she wanted ...