Kıçından uyduruyorsun.
- You're talking out of your ass.
Eğer birisi için yemek hazırlıyorsan, lütfen burnunu çekme, kıçını kaşıma veya ellerine hapşırma.
- When you're preparing food for someone, please don't pick your nose, scratch your ass, or sneeze in your hands.
O, popomdaki bir ağrıdan daha fazlasıdır.
- He's more than a pain in my ass.
Yaşam bir zebra gibidir; beyaz şerit, siyah şerit ve en sonunda popo.
- Life is like a zebra; white stripe, black stripe, and the ass at the end.
Seni götkafa olarak gördüğüm için kusura bakma, ama senin ne olduğun için düşündüğüm bu.
- Excuse me if I call you an asshole, but that's what I think you are.
Bütün saygımla, Sayın Başkan, sen bir götsün!
- With all due respect, Mr. President, you are an asshole!
O proje üzerinde eşek gibi çalıştım.
- I worked my ass off on that project.
Çabuk buraya gel, seni aptal!
- Get your ass over here, you idiot!
That's an expensive-ass car!.
What a bunch of ass. (What a load of crap.).
Get your lazy ass out of bed!.
I’m going to go down to the bar and try to get me some ass.
... called Hailo, for hailing black cabs in London, which are a pain in the ass to get when it's ...
... And I am a -- as a blond woman with tits and ass, very proud ...