Tom'un kızmak için nedenleri vardı.
- Tom had reasons to be angry.
Tom kızmakta haklıydı.
- Tom had every right to be angry.
Neden bu kadar öfkelisin?
- Why are you so angry?
Öfkeli isen tartışma ve tok isen yemek yeme.
- Don't argue when you are angry and don't eat when you are full.
Yumiko biraz kızmıştı.
- Yumiko was a little angry.
Tom geç kaldığı için kendine kızmıştı.
- Tom was angry with himself for being late.
Bu vidaları sökmek istiyorsan bir tornavida kullanmalısın.
- If you want to unscrew these screws, you should use a screwdriver.
Hırdavatçıya git ve vidaları al.
- Go to the hardware store and get screws.
Kızgınsan ona kadar; çok kızgınsan yüze kadar say.
- When angry, count ten; when very angry, a hundred.
Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!
- The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!
Tom evde kaydettiği futbol maçını izlemek için can atıyordu ve birinin son skordan bahsetmesine kulak misafiri olduğunda sinirliydi.
- Tom was looking forward to watching the football match he had recorded at home, and he was angry when he overheard someone mention the final score.
Nadiren kızgın ya da sinirli olur.
- He seldom gets angry or irritated.
Oldukça hiddetli görünüyorsun.
- You look pretty angry.
Tom odayı öfkeyle terk etti.
- Tom left the room angry.
Bu vidaları sökmek istiyorsan bir tornavida kullanmalısın.
- If you want to unscrew these screws, you should use a screwdriver.
Somunu vidalamadan önce ona bir pul koyun.
- Before you screw on the nut, put a washer on it.
The broken glass left two angry cuts across my arm.
An angry mob started looting the warehouse.
Angry clouds raced across the sky.
He gets mad very easily.
- He easily gets angry.
It was his silence that made her angry.
- It was his silence which made her angry.
... thunder? Are they angry at us?" ...
... and angry and fun and, like, we have this gigantic bridge that be drops down from the ...